Anksiyete günlük hayatın normal bir parçasıdır ama günlük hayatı engellemeye başladığı zaman çok daha ciddi bir problem olabilir.
Beyinde stres ve anksiyete (Kaygı Bozukluğu), depresyon ve bunamanınkiyle aynı nörodevreye bağlıdır.
Yeni bir araştırma insanların kronik stresi azaltma yolları bulmaları gerektiğini söylüyor. Aksi halde kendilerini yükselen bir akıl sağlığı problemleri riskine atmış olurlar.
Sinirbilimciler nörodevreyle anksiyete, depresyon ve bunama arasında geniş bir çakışma alanı olduğunu keşfetti.
Çalışmaya yön veren Dr. Linda Mah: “Patolojik anksiyete ve kronik stres yapısal dejenerasyonla bağlantılıdır ve hipokampüs, depresyon, bunama dahil olmak üzere sinir ve ruh hastalıkları oluşumunda yükselen riskin nedeni sayılabilecek prefontral korteksin işlevine zarar verir.”
Anksiyete (Kaygı) yaşamak günlük hayatın normal bir parçasıdır. Gelgelelim anksiyete günlük hayatınızı engelleyecek derecedeyse bunun anlamı anksiyetenin ciddi bir probleme dönüştüğü olabilir.
Kronik anksiyete ayrıca hafıza problemleriyle ve metabolik hastalıklar ve bağışıklık bozuklukları gibi diğer sağlık problemleriyle de bağlantılıdır.
Dr. Mah ve meslektaşları tarafından yapılan önceki çalışmada da anksiyetenin Alzheimer riskini tam iki katına çıkardığını bulunmuştu: “Kanadalı araştırmacılar 55 ve 91 yaş arası hafif bilişsel bozukluğu olan 376 kişiyi ve Alzheimer hastalığına yakalanma ihtimallerini incelediler. Sonuçlar gösterdi ki hafif bilişsel bozukluğu olan kişilerde Alzheimera yakalanma riski %33 artarken, orta derece anksiyeteye sahip olanlar için risk %78 ve şiddetli anksiyeteye sahip olanlardaysa risk %135 artıyor. Depresyon Alzheimer için çoktan bir risk faktörü olarak tanımlanmışken bu anksiyeteyi (Kaygı bozukluğu) ayrı olarak kapsayan ilk araştırma.”
Dr. Mah: Geleceğe yönelik bakarken egzersiz, dikkat eğitimi ve bilişsel davranışçı terapi gibi girişimlerin sadece stresi azaltmakla kalmayıp sinir ve ruh hastalıkları riskini de azaltıp azaltmadığına dair çalışmalar yapmalıyız.