Farkında Olunmayan 5 Depresyon İşareti

Gizli bir salgın hastalık: Araştırmalar gösteriyor ki depresyonda olan pek çok insan aslında depresyonda olduğunun farkında değil.

Amerika’da yapılan yeni bir araştırmaya göre Amerikalılar, farkında olmasalar da geçmişte olduğundan daha fazla depresifler.

Amerika’daki 6.9 milyon yetişkin ve gençten elde edilen verilerin gösterdiğine göre Amerikalılar 1980 yılında yapılan benzer araştırmalarda görülenden daha fazla psikomatik depresyon semptomu gösteriyor(Twenge, 2014).

Araştırmanın yazarı Dr. Jean Twenge: “Önceki araştırmalar daha fazla insanın depresyon tedavisi gördüğünü ortaya çıkarmıştı ama bunun nedeni artan bilinç ve önyargının azalması olarak da yorumlanabilir. Bu araştırma pek çok insanın depresyonla bağlantılı olduğunun farkına bile varmadığı semptomlarda artış olduğunu gösteriyor ve en çok zarar gören kesimimin yetişkinler ve gençler olduğunu vurguluyor.”

Depresyon İşaretleri

İnsanların depresyon belirtisi olduğunu bilmediği depresyon semptomları şunları içeriyor:

  1. İştahsızlık
  2. Uyku sorunları
  3. Konsantrasyon eksikliği
  4. Huzursuzluk
  5. Bunalmış hissetme

Dr. Twenge: “Tüm bu semptomlara rağmen insanlara depresyonda olup olmadıkları direkt olarak sorulduğunda depresif olduklarını söyleme ihtimalleri düşük. Tekrar söylemek gerekirse; depresyon oranındaki yükseliş insanların depresyonu kabullenme konusunda daha gönülllü olmalarıyla ilgili değil.”
Araştırma, 1980’de yapılan emsalleriyle karşılaştırıldığında gençlerin 2010’lu yıllarda %38 oranında daha fazla hafıza problemi yaşadığını ve %74 oranında daha fazla uyku sorunu çektiğini gösterdi.

Gençlerin aynı zamanda bu sorunlardan dolayı bir zihinsel sağlık uzmanına başvurma olasılığı da iki kat daha fazla.

Üniversiye öğrencilerinin %50’si bunalmış olduklarını belirtirken yetişkinler yetersiz ve kalitesiz uyku, iştah kaybı ve huzursuzluk hisleri yaşadıklarını rapor ettiler.

Tüm bunlar depresyonun klasik işaretleri.

Araştırmamız sonucunda elde ettiğimiz bu bulgulara gençler arasındaki intihar oranlarının düştüğünü göstererek karşı çıkılabilir. Böyle bir durumda Twenge şöyle bir yorumda bulunuyor; intihar oranlarının düşmesi depresyon oranının azaldığı anlamına gelmez çünkü bu durum antidepresan ilaç kullanımındaki artışla açıklanabilir.

Yeri gelmişken şuna da değinmek gerekir ki antidepresanlar bazılarına yardımcı olabilirken, depresyonla ilgili olan -ve bu araştırmaya göre gittikçe kötüye giden- pek çok probleme yararlı gibi gözükmüyor.

Bunlara ilaveten depresyon belirtilerini ortadan kaldırmak için klinik psikolog tarafından uygulanan bilişsel davranışçı terapilerin çok etkili olduğunu belirtmek gerekir.

 

Selmin İrem

Facebook
Twitter
WhatsApp
Telegram

Diğer Yazılarımız

Psikolojik Testler

Psikolojik Testler Nelerdir ve Ne İşe Yararlar? Psikolojik testleri psikofiziksel davranışları, yetenekleri ve psikolojik problemleri ölçmek ve psikolojik performansları öngörmek için sistematik

Sınav Kaygısı

Sınavlarda katılımcılar arasında bir rekabet söz konusu olduğu için sınav kaygısı hissetmek normal bir duygudur. Özellikle gençler arasında yaygın olan sınav kaygısı,

Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Yaygın anksiyetede kaygıyı tek bir konu üzerinden değil bir çok konu üzerinden yaşarız. Kaygı konuları çeşitlenmiştir ve yaygın anksiyete bozukluğu sebebiyle birçok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.