Kusma hastalığı olarak bilinen Bulimia Nervoza, aşırı yemek yeme nöbetleri şeklinde ilerleyen, beden ağırlının aşırı kontrol edilmesi ve bu sebeple, yiyeceklerin kilo aldırıcı etkilerini en aza indirmek için çaba harcanmasıyla ilgili bir sendromdur. Aynı zamanda Bulimia Nervoza, sürekli olarak diyet ve bununla birlikte egzersiz yapılmasına rağmen normal kilonun üstünde veya altında olma durumudur. Genellikle 15 yaş ve üzerinde görülmekle birlikte kadınlarda görülme oranı %90 dır.
Bulimia Nervozalı kişiler, kilo almaktan çekinirler ancak yemek yeme alışkanlıklarının aşırıya kaçtığı durumları herkesten gizli tutarlar ve 2 saat içinde bolca tükettikleri kalorili yiyecekleri vücutlarından uzun süre oruç tutarak, diyet ve aşırı egzersiz yaparak, ilaç yoluyla ya da kusarak atmaya çalışırlar. Aşırı yemek yeme davranışı sonrasında kişide pişmanlık, tiksinme, kilo alma endişesi, sinirlilik, huzursuzluk, yalnızlık gibi durumlar meydana gelir. Bu hastalıkta, stres çok önemli bir etkendir.
Bu bozukluk tedavi edilmediği sürece uzun yıllar sürebilir. Bu bozukluğa sahip kişiler, anoreksiyadan farklı olarak dışa dönüktürler fakat özgüven problemi de yaşamaktadırlar. Genellikle dikkat çekmeyi severler. Diyetisyene başvurduklarında kiloları anoreksiyadan farklı olarak normaldir. Anoreksiyadaki gibi kilo alımının yarattığı kaygı oldukça yüksektir. Bu kişiler normal kiloda olsalar bile aşırı kilolu olduklarına inanırlar. Fakat anoreksiyadaki gibi normal kilonun altında olunduğu zamanki görüntü hiçbir zaman ortaya çıkmaz.
Bulimia Nervoza Belirtileri Nelerdir?
- Kısa sürede aşırı ve hızlı yeme
- Gizlice yeme
- Yediklerini kusma
- Depresyon
- Kalp atışlarında düzensizlik
- Sinirlilik hali, agresif tepkiler gösterme
- Madde kötüye kullanımı
- Kiloda ani artma ya da azalma
- İntihar eğilimi
- Aşırı egzersiz
- Çok yediği bir günün ertesi günü hiç yemek yememe
- Çok yediğinde kusacak ortam bulamadığında aşırı sinirlilik hali
Bulimia Nervoza Tedavi Yöntemleri
Bulimia Nervozalı bir kişiye, ayakta ya da bireysel terapi şeklinde bir tedavi uygulanabilir. Eğer hastalık ileri düzeye kadar gelmişse ve kontrolden çıkmışsa, terapist ile bilikte bir beslenme uzmanının tedavi sürecinde birlikte ilerlemeleri faydalı olacaktır. Tedavi sürecindeki amaç, hastaların yemek yeme davranışlarının ağır yapılmasını ve çok fazla aç kalınmaması adına düzenli beslenme alışkanlıklarının sağlanmasıdır. Eğer gerek duyulursa ilaç uygulamasına da başlanabilir. Böyle hastalara terapi dışında, özellikle aile ve yakın çevrenin desteği de çok önemlidir.
Esra Demirboğa